TULİŞİN KURŞUN KALEMİ

Just another WordPress.com site

>AZ KALSIN KUFLENIYORDUM

>

Hayatın acımasız bir öğretmen olduğundan falan sözedip kimsenin beyin frekanslarını zıplatmaya niyetim yok ama,bu hayatta bir şeyler öğrenip durmanın ne zaman sonu gelecek,vay arkadaş,yaşım Cahit Sıtkı Tarancı şiirlerine konu olacak rakkamları da aştı.
Ama hala şu hayatta öğrenciyim lanet olsun ulan.
Hala öğreniyorum ve öğrenmenin önüne geçilemez bir şey olduğu bilgisini de öğrenmiş bulunuyorum.
Evet,öğrenmek,engel olamayacağımız,durduramayacağımız bir şey.
Gördüğüm,okuduğum,baktığım,duyduğum her şeyde bilgi var anasını satayım.
Beynim istemese de,bir şekilde kodluyor hepsini.Yeter yer yok…arkayı falan dörtleyemem,araç dolu.
Son zamanlarda,KÜF denen şeyin,insan hayatının ayrılmaz bir parçası olduğu başlığı içinde,yüzlerce alt başlık öğrendim.
Yatak odamda küf var.
Evet artık bu iğrenç gerçeği kabul ediyorum.
İki adet pencereden büyük olanının etrafı,minik lekelerle başlayıp gitgide sanatsal bir gelişme gösteren siyah küf izleriyle dolmaya başladı 😦

Hem kötü görüntü,hem camdan süzülüp parkelere akan buğu ve su,hem kötü koku,hem hapşırık tıksırık ile solunum yollarımızı sürekli ziyaret eden küf mantarı.

Küf yaz 3330’a yolla,paket program halinde hediyeleriyle beraber yatak odana gelsin!!!

Dış cephe izalosyonu yaptıralı,5 sene oluyor.
Zaten binada küf ve ısı kaybı var diye yaptırmamış mıydık?
Eeeee?
Ee’si,şimdi de öğrendim ki,çok iyi yalıtılan binalarda da bu kez yoğuşmadan dolayı nem ve buna bağlı küf oluyormuş.
Sürekli üşüyen ve soğuk havayı koklayıp;
-Kapat şu camı Tülay,bak burnuma kış mikrobu doldu,hasta olucam,
diye yakınıp duran bir eşe sahibim.
Fakat öğrendim ki,kışın,dışarıdaki hava,içerideki havadan daha KURUYMUŞ.
Bu nedenle,kışın,odaları günde dört beş kez,onar dakikalık şok havalandırma ile soğutmak gerekiyormuş.
Camları sonuna kadar açıp on dakika sonra kapatacakmışız.
Her ezan işittiğimizde bunu yapabilsek,günde beş kez havalanmış oluyor işte ne güzel.Fekaat bunun için her ezan vaktinde mutlaka evde olmak lazım tabii.

Artık eşimin kaçacak bahanesi kalmadı.
Hep onun üşütme fobisi yüzünden evi yeterince havalandıramıyorum.
Alt ve üst kat komşularım da kombilerini ambalajında sıfır olarak ilk günkü gibi el değmeden koruduklarından,benim evin ısısı,alt ve  üst kata kaçıp duruyor.
Bizim kombi bir yakma ile üç daireyi de ısıtıyor neredeyse yani.
Dışarının ısısı  ile içerinin  ısısı arasında 10 derecelik bir üstünlük olmalıymış.
Dışarısı,10 derece ise,iç mekan 20 derece olmalıymış.
Yoksa fizik kanunları devreye giriyor ve gelsin yoğuşma ve küf!!!
Küfe,çamaşır suyu ile saldırınca,gecenin bir vakti buzdolabının önünde yakalanmış kakalak gibi kalakalıyor,ne yapacağını bilemeden apışıp duruyormuş.
Yani Domestos’u doldurup fısfıslı şişeye,bolca püskürtüp,siyahlığı yok edene kadar sil babam sil.
Bu sabah çok erken saatlerde,beni camda ,elinde eldiven burnunda maske, bir şeyler fıslatıp bir yandan da söylenerek harıl harıl ovarak görenler olduysa,burdan hemen söylemeliyim ki o ben diildim bi kere,yardımcı kadındı,ben sabahları bile çook bakımlı,fönlü falanımdır yani.
Tamam yardımcı kadın bana çok benziyor olabilir kabul 😛
Perdeleri sürekli kapalı tutmamak lazımmış.Kuru hava her yeri dolansın diye.
(Ne nazlı havaymış a.k.Her yeri gezsin diye şebek olduk)
Küf kokusunu yok etmek için küfü yok etmekten başka çare yokmuş,bunun için yine Domestos’la saldıracakmışız.
Aslında  gereken en iyi küf öldürücü,yüzde seksenlik etil alkolmuş,eşimin evde hediye gelmiş Chivas Regal’leri aklımdan geçmedi desem yalan olur.
Ama neyse işte her eve lazım Domestos’um biricik yardımcım,burda da imdadıma yetişti.
Nem alma cihazları,küf yapan nemli mekanlar için can kurtarıcıymış.
Dr.Dyo markasının iki ürünü varmış.
Birisi iç mekan kaynaklı nem için DYO TERM,
Ötekisi,dış mekandan kaynaklanan su,yağmur vs…ile oluşan nem ve küf için olan DYOSTOP  imiş.
Duvarları bunlarla boyatmak gerekliymiş.
Şimdiiiiiiii…
Nem cihazı alınacak.
İlkbaharda,yatak odası derhal Dyoterm ile boyatılacak.
Depron denen incecik 3mm lik köpük plakalar ile gerekirse içerinin ısı yalıtımı yapılacak.
Bahar gelene kadar uygulayabileceğim çözümlerim ise şunlar;
İçeride,çamaşır kurutulmayacak.(ki zaten kurutma makinası kullanıyorum bir de içeride kurutsaydık nice olurdu halimiz)Ama hassas giysilerimi kurutucuya koyamıyorum ,ille kalorifer yanında kurutuyorum nolcek gari?
Çamaşır makinası,duş,fırın,ocak gibi şeylerin kullanımı sırasında,ilgili mekanın camları mutlaka açık tutulacak.

(Sevgili eşim…artık bu kışı grip olarak geçireceğin kesinleşti.İstersen annenin evine iltica edebilirsin ama orda da nem problemi var hatırlatayım)

Yatak odasındaki dolapların sürekli kapakları açılarak ısı farkları engellenecek.

Fizik öğretmenliği mi denesem acaba?
Isıydı, yoguşmaydı derken,branş değiştirip bir taşla iki kuş vurabilirim.

Eşekten düşenin derdini eşekten düşen anlarmış bir tek.
İnsan yaşadıkça,sorunların çözümünü öğreniyor.
Hayat size birşeyler öğretmek için önce sorun yolluyor,sonra da öğretmen.
Daha neler neler öğrendim istemeden,kurmadan,planlamadan.
Diğerleri de diğer postlara kalsın.
Hmmffff….oooohhh…ev mis gibi domestos kokuyor.
Burnumun içine birisi kusmuş gibi bir iz bırakıyor ama küf kokusundan daha iyi.
En kötünün yanında kötü bile kabul görüyor,bak bunu da öğrendim.
(Denize düşme ve yılana sarılma olayı)

03 Mart 2011 Posted by | dyo, dyostop, dyoterm, küflenmeyen salça, nem, rutubet | 8 Yorum